Göç çoğu zaman mecburiyetlerden doğmuştur. Ancak sonuçları bakımından düşünüldüğünde, insanlık için çoğunlukla hayırlı da olmuştur. Göçler sayesinde yeni kültürler filizlenmiştir. Göçler sayesinde kültürler kaynaşmıştır. Göçler sayesinde kültürler tazelenmiş ve gelişmiştir. Göçler sayesinde medeniyetler kurulmuştur. Yani göçler, çok önemli bir tarihi dinamik olarak, insanlık sahnesinde yerini almıştır. Bugün dünyamız ihtiyacı olan tahammül kültürünü, empati terbiyesini ve bir arada yaşama yeteneğini göç sayesinde kazanmaktadır ve kazanacaktır. Göçler, bu bakımdan toplumların olgunlaşmasında oldukça önemli rol oynamaktadırlar. Biliyorsunuz, sanayi devriminden sonra Batı Avrupa’da yepyeni bir hayat tarzı ortaya çıktı. Böylece, yeni bir mekan da ortaya çıktı: Kent. Kent, o gün bu gündür kırdan göç alıyor.

Kent, kırı emiyor ve bünyesinde sindiriyor. Bu bakımdan Türkiyemiz, maalesef geç sanayileşmenin sorunlarını bünyesinde barındırmaktadır. &;Uuml&;#59;lkemiz hala kırdan kente göçün sıcak ve güncel sancılarıyla boğuşmaktadır. Türkiye’de kentleşme sorunları, 1960’lardan itibaren ciddi anlamda ortaya çıkmaya başlamıştır.